Haber

Nabati’den koyun eti açıklaması: Ucuz ama kokusundan dolayı tercih edilmiyor

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Haber Global canlı yayınında güncel bahisleri değerlendirip soruları yanıtladı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Mart ayı açıklamasına yıllık yüzde 50,51 olarak değinen Nureddin Nebati, “Geçen yıl yüzde 80 civarında bir enflasyon gördük, Aralık ayının prestijiyle o dönem düşecek dedim. Enflasyon Bugün açıklanan, beklentileri karşılıyor. Asgari fiyat artırıldı. 6 Şubat depremleri nedeniyle yüzyılın felaketini de yaşayan ülkemizde bu tür bir enflasyon, bekleneni karşıladığımız anlamına geliyor. Mayıs ayında enflasyonun 50’nin altına düştüğünü ve ardından daha da gerilediğini göreceğiz” dedi.

Soğan fiyatlarına yapılan zamlardan bahseden Nebati, “Türkiye’de bir yılın ortasında soğan ve patates fiyatlarının yüksek olduğu biliniyor. Fiyatlar yükselince çiftçi yüksek üretime giriyor ve alacak muhatap bulamıyor. Üretim artınca satıyoruz. Geçen sene aldık dağıttık, bir kısmı çürüdü.” söz konusu.

Gıda fiyatlarındaki enflasyonun da düşeceğine söz veren Nebati, “Türkiye’de koyun etinin tadı değişti. Koyun eti ucuz ama kokusundan dolayı tercih edilmiyor. Bunun da değişmesi gerekiyor. bir plan çerçevesinde ve kamuoyu sorumluluk almaktan çekinmemelidir.” kullanılmış.

Maraş merkezli depremlerin ardından çalışmalara kaynak ayırdıklarını belirten Nureddin Nebati, “Afetzedelere en insani şekilde yaklaşmamız gerekiyor, her şeylerini kaybettiler. Bakanlar ne yapacağımızı sordular. Nureddin Nebati, “Buna maddi olarak da bakmayın, biz insani olarak bakarız ve tüm talepler karşılanır” dedi. Sahaya çık dedim. Murat Kurum’u da tebrik ediyorum. Ona açık çek verdim.

Bakan Nabati’nin açıklamalarının başlıkları şöyle:

‘YANLIŞ BİR HAREKET YAPTIK’

“Türkiye’de dövizin artması doğrudan fiyatların artması anlamına geliyor gibi görünüyor. Salgından yeni çıkmış bir dünya ve üzerine gelen savaş, enflasyon olgusunu çok tartışılır hale getirdi. Enerji fiyatlarındaki hızlı artış Türkiye’de de enflasyonun en fazla hissedildiği ülkelerden biri haline geldi. Biz de tam tersi bir adım attık. Bunun teknik bir değerlendirmeden çok toplumsal bir karşılığı olması gerektiğini düşünerek, büyümeden ödün vermeden enflasyonla çaba dedik.”

‘ÜRETİM ARTTI, İŞSİZLİK YOK’

“Savaş hedeflerimizi bir ölçüde ertelese de fiyatların düştüğünü gördük ve enflasyonla çabalarımızı çok daha anlaşılır hale getirdik. Büyümeden taviz vermediğimiz için işletmeler üretmeye devam etti. Yatırım ve üretim arttı. İşsizlik olmadı. Türkiye işsizlik oranı 9,7’ye düştü.”

‘BUGÜN AÇIKLANAN ENFLASYON BEKLENTİLERİ GERÇEKLEŞİYOR’

“Enflasyon neden hala yüzde 50’lerde? Geçen yıl yüzde 80’lerde bir enflasyon gördük, Aralık ayının prestijiyle birlikte dönem azalacak dedim. Bu etkinin, döviz fiyatlarındaki dalgalanmanın devam etmesi anlamına geleceğini düşünüyorum. emtia fiyatlarında düşüş.Bugün açıklanan enflasyon beklentileri karşılıyor.Asgari fiyatta.Artış oldu, üretim ve tüketim devam ediyor.Yüzyılın felaketi ile karşı karşıya kalan ülkemizde de bu tür bir enflasyon. 6 Şubat’taki sarsıntılar, beklenenle karşılaştığımız anlamına geliyor ve sonra bunun daha da geriye gittiğini göreceğiz.”

‘ENFLASYON ZAMANLA DÜŞECEK’

“Türkiye’de yazın her türlü sebze bahçelerde üretiliyor, fiyatların düşmesinden dolayı nispi bir düşüş var. Kışın ise seracılıkla çok dar bir alanda ve çok önemli bir maliyetle üretiliyor. Bundan dolayı fiyatların düştüğünü görüyoruz ama bunu yaz aylarında anlıyoruz. Bu bir ramazan klasiğidir. Ay gelince gıda fiyatları yükselecek. Enflasyonla baş etme noktasında beklentilerin kırıldığını gördüğümüzü söyleyebilirim. Enflasyon zamanla yayılacak ve düşecek.”

‘TÜRKİYE BİR YIL İÇİNDE PATATES YÜKSEK FİYATLARINI DENEYİYOR’

“Gıda enflasyonu tüm dünyada genel enflasyonun üzerinde. Hububat koridoruna rağmen fiyatlar hızla yükseliyor, kuraklık artıyor, AB ve İngiltere’de kısıtlamalar getirildi, üretilen sebze miktarında düşüş oldu. İspanya, Portekiz ve Afrika.Türkiye’de domates üretimi çok arttı.Bununla ilgili bakanlıklarımızla bir takım çalışmalar yaptık.Mayıs ayı itibariyle tarladaki üretimi alacağız ama bu tarih itibariyle fiyatların düştüğünü göreceğiz. .Türkiye’de bir yıl ortasında soğan patates fiyatının yüksek olduğu malum.Fiyatlar yükselince çiftçi yüksek üretime giriyor,üretim artınca satacak kimse bulamıyor.Geçen sene aldık dağıttık, ve bir kısmı çürüdü.”

‘TARIM BAKANIMIZLA ÜRÜN BAZINDA ÇALIŞTIK’

“Çiftçi bir yıl kazanıyor bir yıl kaybediyor ama bizim çiftçiyi çok iyi korumamız lazım. Makul bir plan dahilinde iş bazında üretim yapılması için Tarım Bakanı ile anlaştık. Biz de çok diyoruz. Bakanlık tarafından net bir şekilde bu seviyeyi yakalamamız gerekiyor, “Tüketicide bir kayıp varsa toplumsal duruş açısından net bir irade ortaya koyalım ki kamu karşılasın.”

‘MUT ETİ UCUZ AMA TERCİH EDİLMİYOR’

“Türkiye’de koyun etinin tadı değişti. Koyun eti ucuz ama kokusundan dolayı tercih edilmiyor. Bunun da değişmesi gerekiyor. Bu işler belli bir plan çerçevesinde yapılmalı ve toplum sorumluluk almaktan çekinmemeli.” Burada yapmamız gereken aracıların fiyatları artırıp artırmadığıdır.Bu değerlidir.Tabii bilerek fiyat artıranlar var.Bilerek ve isteyerek bir şeyler yapmak ahlaki olarak normal değil ama onlarla denetimlerimiz var,önemli hale getiriyoruz. Fahiş gelir elde ediliyorsa insanımız da ithalat yoluyla ucuz ete ulaşsın.”

‘YENİ YILA GÜÇLÜ BİR VAKA İLE GİRDİK’

“Hazine’ye aktarılması gereken tedbiri geçen Ocak ayında Merkez Bankası’ndan aldık. AFAD’a da 30 milyar ulaştı, bu açık azalır. 31 Aralık itibariyle çok güçlü bir kasa ile girdik. Öngörüde bulunuyorduk. EYT’nin çıkacağını ve bedelini Erdoğan” diyen Erdoğan” Maliye’nin duruşunu net bir şekilde bildiğimiz için, enflasyon karşısında kimseyi ezmemek için bunun olacağı belliydi, bakanlıklara 3’er lira ödeyerek çok rahatlattık. Beklentilerinin -5 katı.”

‘BAKANLAR İSTEDİ, ALANA GELİN DEDİM TÜM İSTEKLER TAKİP EDİLECEK’

“Erdoğan ödemesi için 100 milyar lira ifade etti, biz de bu miktarı AFAD’a tahsis ettik. Sarsıntıdan sonra şöyle bir şey var. 56-57 gün oldu sahadayız. Muhalefet liderlerinden bazıları nerede diye soruyor. , balık gibi görünüyorlar, gerçekten biz bu kadarız.” Şanlıurfa’da sel oldu. 104 milyar dolarlık bir servet kaybettik ve 50 binden fazla insanımızı kaybettik, insanlarımızı yaraladık. Orada farklı bir acı var. Afetzedelere en insani şekilde yaklaşmamız gerekiyor. Her şeyi kaybettiler. Bakanlar bize sordular, ne yapacağız diye, merak etmeyin biz buna mali olarak bakmıyoruz, insani olarak bakıyoruz ve tüm talepler karşılanacak, dedim, ben de dedim ki; “Sahaya çıkın.”

‘GELİR KAYBINI TAMİR ETMEK İÇİN ÖNLEMLER ALMALIYIZ’

“Varlık kaybı fabrika kaybı değildir. 14 milyondan 85 milyona hepimiz bir şekilde etkilendik. Fabrika yıkılırsa varlığınız, bakkalınız, kaybederseniz de zarar görür. bir varlık kaybı 4.5 milyon lira bütçemiz var sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız şehir yapıyoruz demiyorum ülke kuruyoruz 650 bin konut derken bunu kastediyoruz. Bütçe üzerindeki bu yükü karşılamak zorundayız, servet kaybını ortadan kaldıracak önlemler almalı ve enflasyonla mücadele etmeliyiz.

Üretim devam ediyor, ihracat rakamları açıklandı. Deprem bölgesinde can kayıplarından dolayı düşüş oldu ama Mart ayında toparlandık. Ülke üretmeye, ihracata ve yatırıma devam edecek. Kasanın güçlü formuyla rahat bir nefes alıyoruz.”

‘MURAT ENSTİTÜSÜNE AÇIK ÇEK VERDİM’

“Mal kaybının etkisi ilk çeyrekte görülüyor. İnşaatçılardan böyle bir davet duydum, çalıştıracak eleman bulamadık. Murat Kurum’u Erdoğan’ın sözünden dolayı tebrik ediyorum, yapacağım. Verdim. Ona açık çek, para hesabınıza girmiyorsunuz, “İnsanların başlarını sokabilecekleri konutlar için işinizi yapıyorsunuz. TOKİ ve Emlak Konut, yıkılan evden daha konforlu bir ev yapmak için inanılmaz bir çaba harcıyor. Bunun maliyetini biz karşılıyoruz ama bir de geliri var. Seramik, çimento gelirleri artıyor, üretimler Türkiye’de” Hem üretimdeki artışın hem de ilk çeyrekte milli gelir kaybının ortadan kalkmasının büyüme üzerinde etkili olacağını görüyoruz.

‘ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİN YENİDEN HAREKETE GEÇMESİ İÇİN KAYNAK OLUŞTURDUK’

“Sanayi Bakanımızla birlikte OSB ve küçük sanayi bölgelerinin bir an önce üretime geçmesi için de kaynak oluşturduk. Vatandaşlarımızın bir an önce şehirlerine dönmesi için kaynak oluşturduk. 7 milyar Euro’luk kaynak verildi. Suriye’ye 1 milyar, Türkiye’ye 6 milyar Krediler ve uzun vadeli ve çok düşük faizler Dünya Bankası başta olmak üzere birçok kurum felaketin ciddiyetini gördükten sonra kaynaklarını artırıyor. Bunların hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor.Özellikle AB’den genişlemeden sorumlu olan ve İsveçli bakanın yaptığı açıklamada, “Onun yaptığı bir fon kurmaktı. Tam da bunu, bir afet fonu kurduk. Her türlü hibeyi bu alanlara yönlendirmek ve yönetmek için bir çalışma var.”

‘MUHALİFLER KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ ENGELLEMEYE ÇALIŞTI’

“Kentsel dönüşüm konusunda çok kapsamlı bir kampanya başlattık. Evini kentsel dönüşüme dönüştürmek isteyenlere maliyetinin tamamına düşük faizli krediler vererek müteahhitlere destek oluyoruz. Şu anda maalesef insanları yanıltan bir süreç yaşıyoruz. , birçok muhalif kentsel dönüşümü engellemek için adımlar attı.En azından biz bu acıları yaşıyoruz.Bu dönemde belediyelerin en azından çok hızlı bir şekilde rol alması gerektiğine inanıyoruz.”

‘ÜLKENİN 1/3’Ü KAYITSIZ’

“Avrupa ülkeleri arasında vergi yükü en az olan ülkeyiz. Dolaylı vergiler de yüksek, iki şey yapılmalı ki bunlar doğrudan vergiler, bu ülkenin üçte biri kayıt dışı. Hemen dışarı çıkalım, neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. teknolojik altyapıdır.” Bunun için 1.2 milyar lira lazım dedik, 1.5 milyar lira ödenek ayırıp çalışmalara başlıyoruz, buna paralel olarak risk analizi, kontrol ve teknolojik altyapı ile ilgili düzenlemeleri yaparsak çözeriz.

Halkın gücünü denetim yoluyla da insanlara hissettirmemiz gerekiyor. Geçen yıl 1 milyon 200 bin vergi kontrolü yaptık. Yapılanma ve af, salgın varsa, savaş varsa yapalım, beyin sarsıntısı geçiririz.

Teknolojik araçlarla vergi kaçırmak mümkün değil ama bunun sağlıklı ve doğal bir şekilde yapılması gerekiyor. Piyasadaki kişi ne kadara daire alacağını sonra nasıl ödeyeceğini bilir. Kamu gücü nasıl çalışır?

‘ÇEK ÖDEME KARARINI UZATMA EĞİLİMİNDEYİZ’

“6 Şubat’tan 6 Nisan’a kadar çeklerin ödenmesine ilişkin karar çıktı. Bu tarih geldi. Biz bu tedbiri bir kez daha uzatma eğilimindeyiz. Çünkü mağdurlar söylediklerinde haklılar. Vatandaşların talepleri yoğun bir şekilde devam ediyor.” zarar gören yerler haklı ve biz elimizden geleni yapmaya hazırız.Çok güçlü STK’lar ile ilgili taleplerini dile getiriyorlar.STK’ları ve vatandaşları açıkladığımız tedbir ve kararlara uymaya davet edeyim.Belirli bir süre sonra maddi kaygılar ve bunu hissetmemeleri için her türlü tedbiri aldık. Çek konusunda da çözüm noktasına ulaşmış olacağız.”

AKŞENER’İN ‘NEMO’ DÖNEMİ: UNUTULMAZDI

“(İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklaması, “Bir sebze bakanı vardı, ne oldu? O pırıl pırıl gözleri gören var mı? Ekonomi darmadağınken, esnaf kan ağlarken kayıp bakan Nemo nerede bilen var mı? “) Haksızlığa uğradım. Sanırım. Geliyorlar, fotoğraf çekiyorlar ve gidiyorlar. İnsanlar sizi görmek istediği için çamura battık. Hanımefendi ve diğer cumhurbaşkanları Şanlıurfa’ya geldiler. Gelip nasıl oldu diye sormak yerine. gidiyorlar, köprünün başında basın toplantısı yapıyorlar ve biz orada çamurların içindeyken bize bakıyorlar. 6 kişilik masa. Olduğu gibi gelmişlerdi ama gelişleri ve gidişleri bir saat sürmedi.”

‘BU GENÇ TWEETLERİNE BEN DİYORUM’

“Görüşürken, ‘devlet nerede?’ Tweet atıyorlar.Bütün bakanlar sahadayken bu bakan nerede demek oluyor yazılı metinden diyor ki onlar ne yaptıklarının farkında değiller.Bakın ben bunlara sosyal medyadan asılsız bilgilerle milleti tahrik ediyorum. , ergen tweetleri. Moral bozucu ve bölücü telaffuzlar beni rahatsız ediyor.

Ailemi karıştırma, benimle uğraşma, beni aşağılama, her zaman söylediğim bir şeydir. Ben size enflasyon verdim, çok güçlü bir dönemde göreve geldim, bu kadar külfetli bir dönemde geliyorsunuz ve bir şeyler yapmaya kalkıyorsunuz, sonra savaş çıkıyor, dünya onun altında kıvranıyor.”

‘Çizimlerden rahatsız değilim’

“İstedikleri kadar skeç yapıyorlar, yapıyorlar. Ben de umursamıyorum. Skeçleri ben de izliyorum. Kusura bakma hakaret etme ama hakkını helal et. teşekkürler, acımızı paylaştığınız için, çünkü ben Şanlıurfalıyım ‘Nemo’ demek ayıptır.

Ve bilmiyorlar, izleyin. İlk filmi yıllar önce eşimle izlemiştim. Sonunda sıkı çalışmasının karşılığını alıyor.”

susuz-haber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu